17 Mayıs 2015 Pazar

Neye Niyet Neye Kısmet!

Bir sırt çantasının içine bir hayatı sığdıramazsın belki ama o sırt çantasına hayallerini koyup yola çıktığında koca bir hayat kurabilirsin kendine; iyi ya da kötü tartışılır. Kimi zaman hayallerin yıkılır kimi zaman gerçekleşir. Ama o sırt çantasında taşıdığın hayallerin kadar ağırsındır bir o kadar da hafif. Hafif ve naif. Eskisi gibi değildir artık hiçbir şey. Ne sinirin kalmıştır ne de sınırın. Aşmışsındır kendini ve sınırlarını. Elindeki o pet şişe içindeki deniz suyunu deryalara katmışsındır bir deniz kenarında. Umutlarınla beraber dalgalara karışmıştır gözyaşlarını da biriktirdiğin deniz suyun. 

Oturur deniz kenarına yakarsın bir sigara. Neredeyim ne yapıyorum burada? Yoktur bazı soruların cevabı. Saat kulesi dersin, belki de hayatım orada başlayacak. Gider oturur insanların yüzlerini inceler hikayeler yazarsın. Hayallerinden ne kadar da uzaktalar. Bir kez daha yıkarsın hayallerini ellerinle. Sanki hiç olmayacaklarmış gibi. Kafanı kaldırır gökyüzüne bakarsın. Geldiğin yerde de var olan bundan değişik bir gökyüzü değildir çünkü. Kendini yeniden orada hissetmeye çalışırsın. Bir kuş gibi hayal edersin kendini, gökyüzüne özgürlüğe kanat çırpan bir kuş. Tam ivmeni almışken birden bire cama çarpıp düşen bir kuş gibi, hayallerinle gerçekliğin arasındaki camı göremezsin bazen. 

Koşarsın. Nereye koştuğunu bilmeden... Zaten neden burada olduğunu da bilmiyorsun ki koş o yüzden boşluğa dersin kendine. Koşarsın yorulursun düşersin. Seni biri kaldırır ayağa o ilk gördüğün insana bile öyle bir sarılır ağlarsın ki. Ne o seni bırakmak ister ne sen onu. Ama bırakacak elbette. Herkes gibi, sen gibi... Sen sanki herşeyini geriden bırakmadın mı dersin kendine. Bıraktın. O yüzden yürümeye devam edersin. Yine nereye olduğunu bilmeden ama artık yol tanıdıklaşmaya başlar. İnsanların yüzleri, yüzsüzlükleri gibi. Tanırsın bilirsin. Her gücünü kaybettiğinde daha da güçlenirsin. Yağmurun altında deliler gibi ağlarken, yanındakine sakın yanıma gelme diyebilecek kadar güçlenirsin. Yalnızsındır, onca kalabalığın içinde yapayalnız. Ve işte artık bir bireysindir yeniden, daha da güçlü. 

Aşık olursun, imkansıza. İmkansız diye bir şey senin için yoktur aslında ama bazı şeylere başından imkansız yaftasını vurursun. Çünkü artık bazı şeylere gücün kalmamıştır. Hani güçlenmiştim dersin, bu güçsüzlük de nereden çıktı.? O kadar kendinle meşgulsundur ki. İmkansız kılarsın bazen duyguları kendine. Ne zamanın vardır ne gücün.

Hayallerine ne mi olur? Gerçekleşmez. Ama yeniden biçimlenir. İşte bazen budur yaşamak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder