10 Mart 2014 Pazartesi

SENİ KORUYACAK OLAN YİNE SENDEN BİRİDİR.

Şemsiyesini bazen evde bırakırdı Mina, özellikle sağanak yağışlarda. Herkes sokakta bulduğu bir yere sığınırken, yağmurun altında gökyüzüne bakarak yürümeyi çok severdi. Yağmur damlalarını hissetmek isterdi çünkü... Zihninde hep aynı şarkı çalardı yüzü hep gülümserdi ne kadar canı sıkkın da olsa...

Yine bir gün yağmur altında dolaştı sisli puslu Ankara gecesinde... Dilinde yine aynı şarkı aynı nakarat...

Sırılsıklam olmuş bir şekilde gitti otobüs durağına. Biri yanaştı yanına sislerin ardından. Şemsiye tuttu Mina'ya. Kırmızı bir şemsiye. Bahar geldi sandı Mina, aydınlandı sanki hava. Gök gürlemelerini duymadı bir an. Etrafına baktı kimse yoktu onlardan başka. Merhaba demek istedi, dökülmedi o 3 hece dudaklarından. Tek hecelik gücü vardı Mina'nın. Aşk! 

Gülümsüyordu karşısındaki. "Üşütüceksin" dedi. Çok tanıdık bir yüzdü. Geçmişten gelmişti sanki ya da gelecek gelmişti. Çok tanıdıktı. Ayna vardı adeta karşısında...

Bir otobüs yaklaştı yanlarına elinde kırmızı şemsiyeyle yalnız kaldı yine Mina. Binmişti Aşk otobüse. Aşk diyebilirdi ona çünkü adını bilmiyordu. Yeniden şimşekler çaktı yağmur hızlandı cadde hareketlendi. Elindeki şemsiyeye baktı Mina. Kırmızı. Hiç kırmızı şemsiyem olmamıştı diye düşündü eve gidene kadar.

Evine gittiğindeyse, hala kırmızı bir şemsiyesi yoktu... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder